{ "title": "İkinci Sezeryan", "image": "https://www.sezeryan.gen.tr/images/ikinci-sezeryan.jpg", "date": "20.01.2024 12:31:10", "author": "orhan esen", "article": [ { "article": "
İkinci sezaryen, sezaryen sonrası alışılagelen doğum mümkündür, bir defa sezaryen meydana gelen bir kadının diğer tüm doğumlarında sezaryen inşa etme benzeri bir mecburiyeti yoktur. (İşin kötü tarafı ilk doğumda düzenlenen sezaryen olmasa dahi, bir defa sezaryen meydana gelen kadınları diğer doğumlarda düzenlenen olarak sezaryene alıyorlar ve bunu da 38. Haftada yapıyorlar.

Bunun tabi ki birtakım şartları ve birtakım rizikoları var. İki doğum aralarında en az iki sene mazi olması gereklidir. Sezaryen kesişinin dikey değil yatay olması gereklidir, ki ülkemizdeki sezaryenlerde kesi çoğunlukla yataydır. Ssvd'yi destekleyici bir eşe sahip olmak, kendisi de bu konuda istekli ve tüm sual işaretlerini geride bırakmış olmak, tevekkül edip Allah'ın dilediğinden başkasının olmayacağına güvenmek işin manevi boyutudur. Bilhassa bundan önceki doğumunda doğum başladıktan, belirli bir açılma olduktan daha sonra sezaryene edinilen kadınların, ssvd inşa etme ihtimali çok fazla daha yüksektir. Rizikoları de var elbet, gruptur denilen sezaryenden artan kesinin yırtılma ve kanama inşa etme ihtimali vardır, bu ihtimal çok fazla çok az bir ihtimal olmakla beraber, annenin alışılagelen sancıdan çeşitli olarak hissedebileceği ve doktorunu anında uyaracağı bir vaziyettir. Yani yırtılma hatıranı yalnızca o an anne anlayabilir ve ivedi olarak müdahalede bulunulması gereklidir.

Bu sebeple tıbbı ekipman donanım tam olmalıdır ssvd yapılmış meydana gelen bir hastanede. Ülkemizdeki jinekologların ve hastanelerin ssvd desteklememesinin en kocaman nedeni bu riski almak istememeleri ve yeterlidir donanıma sahip olmamalarıdır. Bilhassa hükümet hastanelerinin ssvd desteklemesi gerektiğini ve bu konuda bir siyaset başlatmaları gerektiğini düşünüyorum. Ancak unutmamak gereklidir ki, alışılagelen dediğimiz doğum da başlı başına rizikolu bir olaydır. Anne ya da bebek ölümü ile sonuçlanabilir, sakatlıklar olabilmektedir, dikişlerde sorun olabilmektedir. Ama bu risklerden hiç bahsedilmediği amaçlı ssvd fazladan fazla korkulan bir olay olmuş daima. Elbet bu bizim ülkemiz amaçlı geçerli. İki-nadiren üç-sezaryen sonrası alışılagelen doğum yerine getiren kadın örnekleri var. SSVD yapmayı talep eden anneleri bekleyen en kocaman problemlerden bir tanesi maddiyat ülkemizde. 3-10.000 TL arası değişen ücretlerle ssvd yapmak olası ama bu da alışılagelen gelirli bir aile amaçlı önemli bir sıkıntı. Zira, ssvd yapmak istiyorsanız özel doktorlara gitmek zorundasınız, hastaneye gidip direk doğum yapamadığınızdan yalnızca sağlık kurumu masrafı ile kurtulmuyorsunuz. Özel olarak ssvd destekleyici doktorları bulup, onlara bin bir TL bayılıp, ssvd deneyim ihtimaliniz var. Doğum laf konusu olduğunda en çok fazla ehemmiyet verdiğim konu \"doğum tarzı \" konusudur. Doğum tarzı diyerek bir madde yoktur, doğum doğumdur! Yani şimdilerde bizim adına \" alışılagelen \" diyerek bir ek taktığımız doğumun tek tarzı vardır. O da sancı gelip sancıyı bebeğin gelme müddetine civarı çekip, vajinal yoldan bebeğin dünyaya gelmesidir. Sezaryen dediğimiz ise bir ameliyattır.

Bu anlamda hiçbir annenin tercihen ben sezaryen talep ediyorum deme hakkı olmamalıdır. Zira bu, akılcı bir davranış değildir. Sezaryeni tercih etmek kabul etmek, benim canım operasyon istiyor doktor, beni kesin amaçlı, bir organımı da alın, daha sonra da dikin demeye benziyor. Bile bu biraz bencilce bir yaklaşım oluyor ve bir anneye de yakışmıyor. Zira, sezaryen yolları ile dünyaya iştirak eden bebek, alışılagelen bir doğumda sancılar sırasında salınan hormonun tesiriyle bağışıklığını güçlendiremiyor, ansızın bire rahatça yattığı yerden dünyaya getiriliyor.

" } ] }